Brezilya nakışı olarak, 2 çocuğuyla hiç üşenmeden kardeşime ( Havva'ya ) hediye olsun diye yapan, minik ( dediğimize bakmayın 130 kg gelir ) dayım Ensar Kızılkaya'nın hanımı Sakine yengemciğimin işlediği yatak odası takımı. Çok beğendim yengecim, geçtin haa beni brezilya nakışında olmuyo bööölee kıskanıyom aamaaaa!
Küçük parçaları ( 2 adet ) kare yapıp çapraz karşılıklı iki ucunada örnek koymuş. Çok olmuş ama çokta güzel olmuş :)
Birtane de uzun parça yapmış, ayna önü için tabi...
Ahh ah benim zamanımda brezilya nakışı bu kadar duyulmuş olaydı ya. Bir kurdele nakışım bile yok :((( Şu havva bi evlensin kendime 10 yıl aradan sorna çeyiz yapacağım :/
Bu sefer fazla ara vermeden geldiler. Eee teyzesinin düşünü var kaçarmı, gelinlik giyecekler :) Aslında büyük üzüntü yaşadığımız gün geldiler. Aynı gün eşimin ananesini kaybettik. Doğrusu büyük heyecanla beklediğim bu günü böyle yaşamak aklıma gelmezdi, ne olacağı hiç belli olmuyor şu hayatın. Çok değerli bi insandı, ananeme Allah'tan rahmet diliyorum. Onu gerçekten çok seviyorum hastanede verdiği son öpücüğünüde hiiiiç unutmayacağım.... O burukluk hala geçmedi ama tontoşlarımın sevincinide ayrı yaşıyorum. 08.04.2008 Çarşamba akşamı Türkiye'ye indiler. çooook uzun bi uçak yolculuğu yaptılar. Bitkinlerdi ama büyük tontoş artık bizi hatırlayabilecek yaşta olduğundan hemen kollarını koocccaman açtı ve teyzee diyerek sarıldı ( yesin onu teyzesi )
Yengesi sağolsun çocuklar Australya'da iken fotoğraflarını çekip facebook ta yatımlamış. Geldiklerinde de aynı cicileri giydiklerinden buraya uygun foto olarak seçtim.Esmam güzel çıkmamış Zeynom sa ilk kez poz vermiş...
Tontoşlarım yine size doyamadan gideceksiniz diiimi? Amaaan o günü düşünmemeliyim :(
Epeyce bi aradan sonra teekraaar Meeerhaabaaalaaaaar.... Konuya hızlı bi geçiş ( düşüş desek daha doğru olur ) yapacağım. Örnek, Günay ablamın yatak odası takımının örneğini.
Farklı renkler, farklı ebatlar ve farklı amaçlarlada kullanılabilinir ( mesela sehpa takımı )...
Bu son posta başka ne kumaş boyama ne de ismek sergilerinden bi kare kaldı. Bitirdim şükür, yayınlamasam benim gördüğüm bu güzelliklerden göremeyenleri mahrum ettiğimi düşünecektim. E imkan varken neden paylaşmayayım diiimi ama?
Haftada bir cumartesi günleri KON TV de yayınlanan NAZAR BONCUĞU adlı programı yaklaşık 1 senedir takip etmeye çalışıyorum ( çalışıyorum dedim çünki çalıştığım için gece tekrarını takip ediyorum benim için bi hayli zor oluyor ). Oradan bi çok şey öğrendim -henüz uygulamasamda-...
Bu güne kadar hep bahsedeceğim ama bi türlü sıra gelmedi. Gece seyrettiğimden çok zorlanıyordum ama kaçırmakta istemiyordum, bu yüzden bi araştırma yapıpıp acaba bu programın bir web sitesi varmıdır şöööyle video arşivi kocccaman olan ama yoktu. Belki birgün olur düşüncesi ile ara ara bu araştırmayı yapıyordum ki program sunucusu MUKADDER ÇAVDAROĞLU hanımın facebook sayfasına rasladım. Hemen kendisine programla ilgili isteklerimi bıraktım başlıca isteğim deminde bahsettiğim gibi bir web sitesi idi ikinci isteğimse bu mükemmel paylaşımlar için ayrılan sürenin yeterli olmadığını düşünerek programın saatinin uzatılması idi...
Şunuda belirtmeden geçemeyeceğim, programa katılan hocaların büyük emeği var, mükemmel paylaşımlar sunuyorlar. Yapılan bir işi en ince ayrıntısına kadar ( hatta bazen defalarca ) gösteriyorlar. Sonra arada konuklar geliyor ve becerilerini sergiliyorlar. Mukadder hanım çoğu zaman yapılan el emeklerinin ekranda daha uzun tutmak istiyor :) yönetmene inat ( bu bir latife )... Benzerleri arasında BU PROGRAMI TEK GEÇİYORUM ve yayın ve yapımda emeği geçen tüm ekibi başarılarından ötürü kutluyor ayrıca bu başarıların gün be gün artarak devamını diliyorum...
Programı yeteri kadar anlatamamış olabilirim, bu cumartesi öğlen 12:30'da açın ve izleyin...
Şimdi gelelim hep yazmak istediğim buyazıyı nasıl yazdığıma. Bana ilham veren şey şuydu; 31.01.2009 cumartesi gününün gecesi o gün yayımlanan bu bahsettiğim programın tekrarını izlemek için gece yarılarna kadar bekleyip tv karşısına teçhizatlarımla ( fotoğraf makinam ve kameralı telefonum gibi ) kuruldum ve program başladı... Mukadder hanım kendisine ulaşanların isimlerini verip selamlar yollayarak başladı programa cümlesinin devamında 'bize e-posta, telefon ve facebook ile ulaşanlar oluyor' dedi ( ben hemen havaya girdim tabii :P facebook deyince 'aa bende yazdım facebok a not' diye. Bileydim kayt ederdim ve bu yazımla yayımlardım :) videoyu ) tektek isimleri verdi 'Nazlı sarı Rize'den bi izleyicimiz ( orası hafiften yanlış oldu Rize'liyim ama İstanbul'da yaşıyorum )' dedi bizden istekleri var deyip yukarda yazdıklarımı da söyledi aman ben nasıl bi şımardım - nasıl bi şımardım görmeyin. İçim içime sığmıyordu. Hemen kağıdı kalemi aldım ( işte ilham o anda geldi ) bu memnuniyetimi blogumda yayınlamak üzere not aldım gelen ilhamla içimden geçenleri. O tarihten bu yana işyerim kapalı olduğundan ( programı geçen hafta gündüz izledim :) yaşasın ) internetten uzak kaldım ( geçici süre kapalıyız da malum hersene birkez başımıza gelir hammadde yetersizliği ). Anneme gidince girdim ama ancak e postalarıma ve bloglarını güncelleyen arkadaşların bloglarına bakabildim. Blogumu güncelleyemedim, ama güncellemedeki ilk sırayı bu yazı almıştı. Not kağıdımı çantamda gezdiriyordumki bi imkan bulursam hemen yazacağım bloguma. Baktım olmuyo kalktım işyerine gittim. Hem bilgisayarı da eve götürmek istiyordum zaten. Önce yazımı yazayım sonra hazırlanacağım....
Hasılı Mukadder hanım ve emeği geçen diğer ekibe başarılar diliyorum. İnşallah bir gün oradan öğrendiklerimle birşeyler yapıp paylaşmak ta nasip olur. En büyük ilgi alanım kurdele, kırkyama ve nakış. Resim yapmayı beceremiyorum ama izlemeye bayılıyorum. Birde acaba bir gün Mihriban gibi örgü örebilecekmiyim onu merak ediyorum :) Son olarak spor hocasının gösterdiklerini kaydettim kendim arada yapıyorum :) hepinize saygılar ve sevgiler İstanbul'dan :).....
Tontoşlarıma mutfak önlüğü diktim. Esma tontoşumun annesi ile olan pasta macerasındaki halini fotoğraflarımda yayımlamıştım. O'nun bu haline acıyarak O'na ve kıskanmasın diye kardeşi zeyno tontoşumaa birer önlük dikme kararı alıp harekete geçtim. Bu olay bayramdan önce gerçekleşti, yayımlamak bu güne nasip oldu...
Önce zeynocuğuma diktik, Havva teyzesi ile beraber. Aman dikiş emeğinden çok içine sevgimizi koyduk. Sanki o zeynommuş gibi ( bi an için kaçırıyozmu aklımızı acaba ble dedim ). Umarım o sevgiyi hissederek giyer ve yapar teyzesine bi pasta :)
Avusturalya'ya yollamak için sabırsızlanıyordum. Zeyneb'imin önlüğü bitmişti. Arayı açmamalıydım ki yoksa o da yarımlarımın içini doldurup taşırdığı ve bi türlü eksilme görmediğim 'project box'uma düşebilirdi. Bi gece tam yatmaya gidiyordum ki birden dikiş odamdaki yerde serili kesilmeye hazır kumaşı gördüm. Esmam için bekliyordu. O an "hadi" dedim ve 2 saat, sonra baktım ki büyük ölçüde ilerlemişim. Sabah bitirdim ve postalamak için hazırladım. Ufak bi hediyede bu şirin tontoşların güzel annesine koydum. Güle güle kullanın...
Yaa nasip önlüklerin üzerinde oldukları bir resim görebilmek. MSN den görüştük amma resim istiyos diimii ama?
Epeyce bi zaman olmuş yazmayalı. Aslında bi çok şey vardı yazmam gereken. Kısaca bloguma yazamamamdaki en büyük sorunu söyleyeyim, internetim kapandı. Evet bi hata olmuştu ama beni çok uğraştırdılar boşuna yere. Neyse sonra araya bayram ve yılbaşı, hatta rahatsızlanan ustamız hasebi ile bi sürü tatiller girdi. Arada internet olan yerlere misafirliğe gidince e postalarıma bakabildim. İş yerini açınca takip etiğim blogların kaçırdığım tarihlerine bakmak istedim ve bunu bloglines aracılığı ile kolayca yaptım. Hemen-hemen toparlandım ve o gün-bu gün olanları yazmak istediğimde unuttuğumu anladım! Aferim bana tabiki not etmediğimden unuttum. Şimdide bir merhaba demek istedim. E elimiz boş olsa olmazdı, kardeşim Havva evlilik arefesinde ama kendine değilde anneme ( bende isteriiiiim ) hediye salon takımı yaptı. Aman elinden nelerde gelirmiş de bize demezmiş. Bu ilk işi, bence başarılı ya sizce ?
Bu arada amcam yoğun bakımdan 7 ay sonra çıktı. Şimdi evinde, ancak çok zayıf ve yatalak. Bunlar da geçiciymiş, tedavi olacak ve ayağa kalkacak. İnşallah bizleri ve ailesini de hatırlayacak :)
Ben bunu bu kadar kısa zamanda bitirdiği için halacaaağzımı tebrik ediyorum sizde edin :) 15 gün oldu-olmadı başladığını görmüştüm, bide cumartesi görürümki bitmiş. Maşallah hala makine gibisin yani haa... Maşallah-maşallah... Bide aynı hızla iyileşebilsen. Malumunuz halam bi kalp ameliyatı geçirdi. Üzerine 5 kez daha ameliyat oldu yaranın bir türlü kapanmaması hasebi ile. Birde kapandı içerden enfesyon oluştu tekrar açıldı falan çok çile çekti. Şimdi yine aynı şekilde bi operasyon daha gerekebilirmiş, inşallah olmaz - inşallah ilaçların neticesi iyi olur...
Bu arada 4 aydır yoğun bakımda yatan amcam hala aynı çok nadiren arada iyi oluyor, insanları tanıyor ama sonrası çok hasta oluyor konuşamadığından olacak üzülüyor sanırım. Her iki hastamız için dualarınızı bekliyorum...
Katagorilerimden MuTFaK bölümü, yenibir ekmek tarifi ile güncellenmiştir... Ayriyeten Fotoğraflar bölümüde güncellenmiştir...
Ortadaki pembe çiçek için tüm sanal alemi ayağa kaldırdım ( beceremeyince ). Demekki çok uğraşmamışım. Örneği aldığım blog Nazar Değmesin07, O'na ve Elişi forumundaki arkadaşlara, ayrıca Ayça Kızılkaya'ya yardımlarından ötürü çok teşekkür ederim. Örneğin aslı için kalıcı bağlantıya tıklayın...
Bu 3 ayrı yerden aynı sonuç gelince ki zaten site sahibi söyleyince başka bişeyde düşünmedim, en iyi yapan bilir dimi? Hasılı başardım çok kolaymış, 15-20 cm kadar karanfil kurdelesinden kestim. 2 ye katladım ancak bi kenar diğerinin üzerine gelmeyecek şekilde katladım. Kumaşa çiçeği dikeceğim yerden iğnemi çıkardım başladım kurdeleye teğel yapmaya. Teğel bitti. Başlarken ( teğete ) ve biterken kurdele uçlarını kamufle ettimki çirkin durmasın diye. Kumaşa çiçeği dikeceğim yerden çıkımıştım ya, tam yanından geri battım ve teğelimi istediğim oranda büzdüm. Çiçeği iyice sabitledim yerine. Bu kadarcıkmış.
Şimdi bu örnekten Havva'ya mutfak takımı yapacağım. Bu kusurla dolu iş örnek bezi çalışmam oldu. Ama mutfak takımında bunlara mahal vermeyeceğim. Bikere malum marka alacağım ( üstteki çiçeklerden orta daki değilde diğerleri başka marka idi herbi yaprağı bi yere bakıyo sinir bişe ) 2.si çiçekler çok iç içe olmuş acık geniş tutacağım. 3. sü kasnak olmuyosa inat etmeyip kasnak bezi dikeceğim...
Tekrar teşekkür ediyorum başarmamda emeği geçen arkadaşlara. Başka fikirlerde verdiler. İnşallah onlarıda başka projelerde kullanırım.
Project box -2-
Proje demişken Project box'umdan bir biten daha oldu. Bu çok yeniydi aslında, o deli kutuya düşmemesi için elimden geleni yaptım ama düştü kısa sürelide olsa. Zaten ilk bitenlerden oldu :) Kutuda fazla bırakmadığım için kutluyom kendimi :)
Örneği hatırlamışınızdır, ilk Brezilya nakışı örtüm". Sadece kenarlarını piko yapıp sahibine ( kardeş Havva'ya çeyiz için ) hediye ettim. Hediye ettiğimde annesine ( annemize- anacuğuma ) etti, belki ben anneme daha güzelini yapacaktım hıh!. Bi daha avucunu yalarsın Havva...
Bu sene başında kardeşim Esra Avustralya'dan geldiğinde harıl harıl ip alıp bize saçaklı ( sakallı ) ipten banyo paspası yapmaya koyuldu. Sorsan hemen yapıp bitirecekti. Nihayet anneme niyet mavi renkten başladı. "Esra" dedim, "annemin banyo ne renk" dedim, O da; "kahveeeee" dedi. "eeeee mavi uyacakmı" dedim."ayy eveet olmadı bu şimdi yaaa, ama başladımda" dedi "aa merak etme ziyan olmaz benim banyo mavi meselaa :)" dedim. "hmm iyi neyse bu senin olsun, al yap!" demezmi? "hani sen yapıyodun" dedim "ben anneme başlıyayım" dedi, onuda yarım bıraktı ya bulamadık naaptıysa...
Uzun zaman ortalarda sürünen caanım ipleri toplayıp bana götürdüm. Esra evine döndü neredeyse bi daha gelecek, hala bitiremedinmi demesin diye her akşam iş dönüşü 10 sıra da olsa yapıyordum, nihayet bitti. 10 sıra ona, 1 sıra buna, 3 dolgu diğerine :P tırrlatmazsam iyi. Ne diye topluyomki milletin yarımlarını, benimkiler bana yeter zaten...
Bu arada bu gün Esra yarımlarımdan bahsedince "evet o yarımlarının olduğu kutuyu hatırladım" diyerek benle dalga geçti ( sayende devasaaaa bişe oldu ). Esraaa o gördüğün kutu varyaaa büyüdü koli oldu, adı da artık yarımlarımın kutusu değil 'THE PROJECT BOX' ( proje kutusu ) hıh!!! :):p
Proje kutumdakiler ( Project box ) birer birer bittikçe yayımlayacağım, ilk biten bu oldu. Ha bide lif vardı onu resimleyemedim, ama olsun bitti ya....
Yeni bir forum keşfettim, Elişi Dünyası. Resmen hoca talebe ilişkisi ile brezilya nakışı öğretiyorlar. Teşekkürlerimin yetersiz kaldığı hocam Hülya hanım biz öğrenme hevesi içindeki öğrencilerine öğrettiklerinin daha minicik bi kısmı bö örnek. Rokoko ve iğne ardı gibi tekniklerle yaptığım minik örtümün işlem aşamaları aynı forumda ders kısımında mevcut. Üye olup teknikleri inceleyin derim :)
Ben yaptım, ben yaptııııım, ollleeyy... Daha Güzel bi fotoğraf çekebilirdim ama hevesim beni arahat bırakmadı. Çok merakla takip ettiğim, her tekniği iyice incelediğim kurdele nakışından sonunda bende bir ürün çıkarabildim. Bunun için önce örneği çok beğenerek aldığım Çeyiz Sepeti'ne teşekkür ederim. Örneğin linki için TıKLaYıN...
Evet, unutmuş değilim bayrama kadar bitireceğim diye verdiğim bi söz vardı. Suçluyum biliyorum, istem dışıda olsa sözümü tutamadım. İsmek resimlerini yayınlayıp bitirecektim bayrama kadar. Bayram geldiiiii ve geçti. Ben ise Rize'ye gitiiiim ve geldim. Laf salatası yapıp verdiğim sözü hiç vermemiş gibi davranacağım. Affım içinde bi çalışma yapıp, büyüük bi post hazırlayacağım. Çalışmalarıma bu günden başlamalıyım... Hem ben bayram derken ramazan bayramını mı kastettimki bunun kurbanı da var :)))
Neyse siz sözü mözü bırakın şööyle bi Rize - Çayeli - Büyükköy turu atın.. Fotoğraflarım için tıkla... Kalıcı bağlantı için tıkla...